TÜRKİYE, TELLAĞINI ARIYOR

Türkiye'de, yaşlılık yüceltiliyor, leş değerlerin savunucusu ihtiyarlar baş üstünde tutuluyor. Bu 'yaşçılık öğretisi' nesilden nesile aktarılıyor. Sonuçta Türkiye, çocukları ve gençleriyle ciddi sorunlar yaşayan bir ülke haline geliyor.

Oysa yaşlılık, gençliğe göre çok daha avantajlı bir konumdur, sevinilecek bir durumdur. Yaşamıştır, görmüştür, deneyimlemiştir yaşlı, gencin yaşayıp yaşamayacağı, ya da ne kadar yaşayacağı hiç belli değildir, hayatı risklerle doludur.

Benim kitabımda, asıl yaşlının gence saygı göstermesi gerekir. Yaşamış olanın, yaşamamışa selamı yâni!

Kadınlar var, adlarını biliyorsunuz.

Eşlerini ve oğullarını arayan Cumartesi Anneleri, eşi ve iki oğlunun katillerinin peşinde koşan Emine Şenyaşar, oğlunun katillerini her an mahkûm eden Emel Korkmaz, ya da (her ne kadar AKP tarafından alçakça istismar edilseler de) PKK'ya katılan evlatlarını geri almaya çalışan Diyarbakır Anneleri.

Bu kadınlar, düşürüldükleri adaletsizlik kuyusunda, devletin resmi ideolojisi haline gelmiş 'yaşçı öğreti' ile mücadele ediyorlar aslında. Canı, hele gençse, hiç önemsemeyen devlet aklı onlarla uğraşıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, dün, Emine Şenyaşar'ı Urfa'da ziyaret edip, AKP'nin bilerek, isteyerek ürettiği adaletsizliğin acısını paylaştı. Bu değerliydi çünkü helalleşme diyerek ortaya atılan KK'nun bunu yapması, gitmek istediği yola bir kez daha işaret ediyor.

Bir yanda da, Antalya'da Nurcu bir cemaat tarafından açılan öğrenci yurdunda 'deccal' diye barbarca öldürülen Mehmet Sami Tuğrul'un 'babası' var, adamın adına gerek yok çünkü adam külliyen gereksiz.

Oğlunun tabutunun başında, elinde mikrofon, cinayeti neredeyse aklayan bir baba bu. Anneyi görmüyoruz fotoğrafta, ne düşünüyor bilmiyoruz. Ve bu baba, sanki cüzdanını kaybetmiş, ayakkabısı vurmuş gibi bir tonda, oğlunun neden öldürüldüğünü anlatıyor, 'iyi' insanları övüyor.

Bana baskı gördüğü için baba böyle davranıyor demeyin. Bu adam, egemen taşra prototipidir ve Türkiye'nin kaderinde hep söz sahibi olmuştur.

Cinayetin niteliği, işlendiği yer, yancısı vakfın ve yurdunun AKP tarafından korunmaya alınması ve tabii ki Mehmet Sami'nin cenazede ailesi tarafından terk edilmesi çürümenin tepeden tırnağa olduğunu, pis kokunun, tepemize binen #yerlivemilli leşten geldiğinin kanıtı değil mi?

Türkiye'nin acilen arınmaya ihtiyacı var, duş değil yanlış anlamayın, hamamda evire çevire yıkanmaktan söz ediyorum.

Türkiye tellağını arıyor.