top of page

ÇARESİZLİK, HÜZÜN VE ÖFKE

  • Yazarın fotoğrafı: Temuçin Tüzecan
    Temuçin Tüzecan
  • 11 Ara 2021
  • 2 dakikada okunur



Dün, 'Türkiye tellağını arıyor' deyince yazı bitmişti.


Bugün, tellağın neden gerektiğini çok net anlatan dört görselle huzurlarınızdayım.


Hepsi Twitter (@STTUZECAN) akışımda önüme gelen notlar, özenle ekran görüntülerini aldım ki üzerlerinde konuşalım.


Nasıl derin çaresizlik, hüzün ve öfke var o kısacık metinlerde.


Çaresizlik, çünkü ülkede azınlıktayız, biz bakarken memleketi öldürüyorlar.


Hüzün, çünkü kanattıklara yaralara tuz basmaktan hoşlananlarla aynı havayı soluyoruz.


Öfke, çünkü yetti artık.


Öfkeyle kalkanın zararla oturacağını bilerek kadar yaşadık ama yine de durum bu: ÖF-KE-Lİ-YİZ.


Sırrı Sakık politikacı, oy verdiğim HDP'nin bir vekili. İzmit Cezaevi'nde önce cinsel tacize uğradığı sonra da intihar ettiği söylenen Garibe Gezer'in cenazesine dün yapılan saygısızlıkları anlatmış üç cümlede, tabii ki Türkiye'nin utanması gereken bir durum.


Hani bu ülkede yaradılanı yaradandan ötürü sevenler iktidardaydı? Müslümanların iktidarında cezaevindeyken, intihar mı ettiği yoksa gardiyanlarca mı öldürüldüğü sorgulanan bir genç kadının cenazesine bile tahammül edilmiyor.


Utanılmıyor çünkü devlet aslında hep böyleydi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendini vatandaşlara karşı koruyup kollayacak tıynette adamları memur seçti hep. Son 20 yılda ise AKP Devleti'ne yürüyüşün gereği, devletin silahlı güçleri milisleştiği için, kendini epey aşmış, suçluluğun telaşı içinde bir devlet gördüm dün ben.



Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının önemli bölümü, bu ülkenin taşıyıcı kolonlarını yıkmayı önemli bir başarı olarak görüyorlar. İyimserlerimiz, elinde darbeli matkapla kolonlara saldıran adamların, bina yıkıldığında enkazın altında kalacaklarını anlamıyor olduklarını düşünüyor, ne de olsa eğitim şart ama o zaman da bu adamların gerçekten debil, moron, ya da embesil olduklarını kabul etmiş oluyoruz.


İşte bu çaresizliktir çünkü bu adamlarla aynı dili konuşuyoruz, aynı yerde yaşıyoruz, aynı seçimlerde oy kullanıyoruz ve bu adamlar ülkeyle ilgili kararları alıyorlar çünkü çoğunluktalar.





Çaresizliktir çünkü bunlarla aynı ülkenin vatandaşları olmamız sadece kötü bir tesadüftür.


Halkımız, halkımız diye diye yıllarını harcayanlar, halkımızın matah bir şey olmadığını kabul ediyor artık. Mendil kadar arazi için kardeşini öldüren, insanları farklı oldukları/düşündükleri/ inandıkları/yaşadıkları için ötekileştirip 'cezalandıran' güruhun, fırsat bulursa, sadece ve sadece yapabilecekleri için, hasetlerinden, onlara da zarar verebileceklerini fark ediyorlar.


Hüzünlememek mümkün mü buna sonra da öfkelenmemek?


Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, her an hüzünden öfkeye oradan çaresizliğe geçişler yaşıyoruz.


Hak ediyoruz çünkü Haçlıyız.






 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
OY VERMEK HAK MI, SORUMLULUK MU?

Bundan 150 yıl kadar önce Britanyalı düşünür John Stuart Mill, siyasal süreçlere katılanların, ortak yarara daha fazla önem veren, daha...

 
 
 
SEÇMEN DEMOKRASİYE KARŞI

Türkiye tarihinin en derin iç görüsünü, hepimizin sadece manken bir kız çocuğu olarak gördüğü Aysun Kayacı bir televizyon programında...

 
 
 
TIRIŞKADAN İŞLER VE DOKTORLAR

Devlet hastanelerindeki doktorlar greve çıkıyor ya, Twitter yıkılıyor, vaay nasıl çıkarlarmış diye. Bakın birkaç örnek var aşağıda....

 
 
 

Comentarios


bottom of page